8 Mart 2010 Pazartesi

kafka- dönüşüm


kitap okudukça insan yeni ufuklara yelken açar. Yalnız kendisini götürür o ufuklara. Orada doyumsuzluğu tadar. Sonra dilerse başkalarını davet eder. Geçtiği kıyıları, gördüğü gerçekleri, çektiği sıkıntıları anlatır durur. Dilediği, istediği değişimleri haykırır. Bunları yapıyor diye kendisini kalabalıklarda yaşıyor addedemeyiz. O hala yalnızdır...
Yalnızdır çünkü anlaşılmama kaygısı vardır. Derin bir anlaşılmama kaygısı. Yüz çizgilerini daha da belirgin kılan, insanı çöküşe hazırlayan kaygı. Yaşadığı döneme atabiliriz belki suçu. Çünkü bir insan, kendisini yaşadığı döneme yakıştıramıyorsa bu onu içe kapanık hale getirir. Yakıştıramıyorsa değil, yabancı hissediyorsa. Kıyafetlere, fikirlere, şakalara ve öfkelere. Ve içten içe beyni iğfal eden mekanikleşmeye.
***************************
Gregor Samsa, bir böceğe dönüştü. Bunu kasıtlı olarak istedi mi bilinmez. Buna mecbur kaldığını söyleyebiliriz. Mecbur kaldı çünkü çekilmez bir hal alıyordu hayat.
Kendisini başkalaştırmanın, dönüşümün zamanı geldi ve böcek oldu. Neden böcek oldu diye soracak olursak? Devreye, Kafka'nın iğneli nükteleri giriyor.
Aslında yararlı bir başkalaşım, neye ve kime göre sorularını suratımıza yapıştırıyor. Kaçamıyoruz ondan. Toplum için bu başkalaşım bir iğrençlikti. Zehirlenen bir toplum için. Bu yüzden böcekleşen Gregor Samsa, sessiz ve iğrenç (!) bir şekilde öldü..!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder