12 Eylül 2009 Cumartesi

Zafer Bloğu




TÜRKİYE: 63 - İSPANYA: 60



Öncelikle söylemek gerekirse Avrupa Şampiyonası'nda ki, en ciddi maçımızdı.

Takımın yarısını, kendi evinde bırakmış olan Litvanya, zayıf Bulgaristan ve dar rotasyonuyla belli bir yere kadar gidebilen Polonya bizi ciddi manada zorlayacak takımlar değillerdi.

Ancak takımdaki hava ve yardımlaşma bizlere ümit veriyordu. Bu grupta 3'te 3 yaparak kalitemizi ortaya koyduk.

Bir üst grupta ki rakipler, hem daha iyi, hem de madalya hedefleyen takımlar. Bunlardan ilki, kağıt üzerinde altın madalyaya en yakın gözüken, turnuvanın favorisi İspanya idi.

İspanya, ilk maçında genç Sırbistan'a madara olmuştu. Gruptan çıkmayı başarmıştı ancak kötü oyunu bizim ümitlenmemize yol açtı.

Ki bizim takımın hastalığı olan, iyi başlarsan iyi biter, kötü başlarsan kötü biter hastalığına müteakiben, gayet iyi bir havada idik.

Ki maç gayet çekişmeli geçmesine rağmen, maçın başlarında pota altında Pau Gasol'u, Ömer Aşık inanılmaz şekilde domine etti. Bu çocuk Nba'de çok iş yapar. En ümitlendiğim ve karakteriyle beni en çok etkileyen isim Ömer Aşık. Ki maçtaki o blok, beni manyaklaştırdı!

"Bay Son Çeyrek" yani Hido, bu maçta beklediğimiz sorumluluğu almamasına rağmen, varlığıyla bile ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu gösterdi. Ayrıca ağrıları olmasına rağmen, oynadığını söylememiz gerekir.

Semih gün geçtikçe daha iyiye gidiyor. Onun performansı ileride ki maçlarda bizim için hayati önem arzediyor.

İspanya gibi, son dönemlerde ciddi başarıları olan bir dev'i, Avrupa Şampiyonası'nda yenmek çok önemliydi.

Sıradaki rakip, genç Sırbistan. Benim gözümü korkutuyor Sırplar. Ama, biz daha favoriyiz ve inşallah yeneceğiz.

Şampiyona öncesi biraz zor gibi gözüken finali, neden komşuyla birlikte yapmayalım ki? Değil mi ama?

(dolmakalem)

1 yorum: